Roman Yazmayı Denemek 103
![]() |
After Yang filminden Yang karakteri |
Diploma çalışmam sebebiyle yazmaya ara vermiştim ama şimdi tekrardan dönmüş bulunmaktayım. Hikâye yine de bir şekilde oluşmaya devam ediyor. Hâlâ kararsız kaldığım çok şey var ama azalıyorlar. Bugün izlediğim bir film, yazdığım şeyden biraz daha emin olmamı sağladı. İlk görselden belli olduğu üzere bahsedeceğim film After Yang olacak. Aslında bu filmi aylar önce bilgisayara indirip izlemeye üşenmiştim. Fakat bugün şans eseri sinemada gördüm ve düşünmeden gittim. İzlememekle ayıp etmişim. Bir bilim-kurgu ve dram filmi olarak geçiyor. Bir bilim-kurgu filmi olarak zayıf bir film ama üzerine çok fazla düşündüğüm bir konuya değiniyormuş. Bu konu da anılar...
![]() |
Yang'ın anılarından bazıları |
Filmi izlemeyen için kısaca bahsetmem gerekirse; filmde Yang adında bakıcı tarzında bir tekno(insanımsı android) var ve filmin başında bozuluyor. Ana karakterimiz (ailenin babası) bir yandan onu tamir ettirmeye çalışırken bir yandan da anı bankasına ulaşabileceği bir okuyucu ediniyor. Yang’ın anılarında dolaşıyor. Kendisine ve ailesine bakış açısını görmüş oluyor. İzlerken aklımda en çok düşündüğüm şey şuydu: Yang, sınırlı olan bu anı bankasında hangi anıları tutuyordu? Filmin yazarı hangi anıları gösterecekti izleyiciye? Benim için film bu noktada kusursuz bir atış yapıyor. Yang, bakışları tutuyor anı hafızasında. Sevdiği birinin kafa çevirmesini, uyurken ki görüntüsünü, küçük kızın umutlu bakışlarını, gülmeleri… Yaptığımız eserler üzerinden kendimize ders vermeyi seviyoruz, film de bunu yapıyor. Kendim, anıları hatırlarken neden hatırladığımı çok sorgulamışımdır. Dahası, bir anı yaşarken o anın hayatım boyunca aklımda kalıp kalmayacağını içindeyken anlıyorum. Sanki bilerek hafızama kaydediyormuşum gibi. Filmde de bunu gösteren kusursuz bir sahne var.
Yang, fotoğraf makinesine doğru eğiliyor ve ailesinin fotoğrafını çekecek. Aile için her şey sıradan, alt tarafı poz verecekler ve fotoğraf çekilecek. Yang pozu ayarlıyor, aile de o sırada Yang’ı yanlarını çağırıyor. Yang bir anlığına duraksıyor ve kafasını kaldırıp aileye bakıyor, bakıyor. Evet, o fotoğraf makinesi o anı çekecek ama kendi gözleri ile de o gülümsemeleri yakalamak istiyor. Yakaladıktan sonra geri sayımı başlatıp ailenin yanına geçiyor. Aile için son derece sıradan olan o an, Yang'ın en önemli hatıralarından biri oluyor. Filmin duygusal anlamda beni yakaladığı yerdi burası. Çünkü zaman zaman Yang’ın yerinde buluyorum kendimi. Karşımdaki insanın/insanların sıradan olarak gördükleri bir anı, en önemli hatırammış gibi hatırlıyorum. Bu tarz anılarımdan sonuncusu karşımdaki için basit bir bakıştan ibaretti. Ben ise şöyle düşünmüştüm: “Niye o şekilde baktın ki?” “Neden?” Bunu hafif kızarak düşünmüştüm. Çünkü o bakışın bir hatıra olarak kalacağından emindim, öyle oldu da.
Yazdığım hikayede karakterlerin çocukluklarına dönmüyoruz ama hepsinin en azından birer anısı olacak. Bu anıların hayatta nasıl yaşadıklarını şekillendiriyor oluşunu da göstermek istiyorum. Hatta aynı anıyı iki farklı insanın gözünden anlattığım bir kısım da olacak. Olayın içindeyken dikkat ettikleri şeylerin aynı olup olmadığı, sergilenen davranışlar ve bu davranışlardan algılanan düşünceler… Bunları kıyaslamak için bir olayı iki farklı gözden anlatmak harika bir yöntem olacak. Bu hikayelerde, filmlerde hatta oyunlarda da yapılan bir şey. Fakat onlarda eksik gördüğüm şey sürekli “Bu bunu yaptı çünkü şundan dolayı” şeklinde nedene bağlı açıklamalar getirmeler. Benim dikkat çekmek istediğim yer ise kafalarının içleri. Ne düşündükleri. İşte bunun yapılmasına pek rastlamıyorum. Bu bölüm kısa oldu ama benim için önemli bir meseleydi.
Yorumlar
Yorum Gönder